Çocuklarda Öfke Yönetimi

  • Öfke, tıpkı diğer duygular gibi çok erken yaşlarda oluşmaya başlayan ve zamanla gelişip karmaşıklaşabilen doğal bir duygudur. Gelişim sürecinde, oluşması çocuklar için kaçınılmaz olan bu duygu, çocukların dünyayı tanımalarına ve sosyal yaşamda belli hedefleri edinmelerine yardımcı olur.   Özellikle 2 ve 6 yaş aralığı çocukların öfke duygusunu yoğun bir şekilde yaşayıp günlük hayatlarında bu duyguyu kullanabilecekleri bir dönemdir. Bu dönemde yetişkinlerin bu öfkeyi tanıması , çocuğa tanıtması ve öfkesini sağlıklı bir şekilde yaşamasını sağlayabilmesi oldukça önemlidir.
  •  
  • Gelişim süreci boyunca çocukların öfkelenme sebepleri değişiklik gösterir ve bu sebepleri anlamak öfkeyi yönetmekte etkili olacaktır. Doğumdan 18 aya kadar olan bebeklere bakıldığında  çoğunlukla  açlık, yorgunluk, uykusuzluk gibi  bedensel şikayetlerden ötürü öfke duygusunu yaşayabilirlerken, yeni yürümeye başlayan bebekler güçlü bir sahiplik duygusuna sahip olduklarından ötürü eşyalarını paylaşmak söz konusu olduğunda öfkelenebilirler. Okul öncesi dönemde çocuklar kendilerini ifade etmekte ve duygularını anlamlandırmakta zorluk yaşarlar, ayrıca paylaşmayı öğrenme aşamasındadırlar ve ben merkezli düşündüklerinden ötürü farklı kişilerin farklı düşünebileceğini idrak edemezler, bu gibi nedenlerden ötürü yetişkinlerle iletişim sorunları oluşabilir bu da bu yaştaki çocukların öfkelenmesine sebep olabilir ve kızgınlıklarını öfke nöbetleri ile gösterebilirler. Okul çağı çocukları ( 6 – 12 yaş ) ise sosyal hayatın ilk basamağı olarak görülebilecek okul ortamında , reddedilme , zorbalık, ayrımcılık gibi  çeşitli sorunlardan ötürü öfkelerini sözel, fiziksel, davranışsal olarak dışa yansıtabilirler.
  •  
  • Çocukta öfkenin rolünü incelediğimizde; öfke kimi zaman kendini ifade etme ya da koruma veya istediğini almada araç olma  işlevleri görebilir. Öfkenin nedenleri ve işlevleri göz önüne alındığında  “çocuğun öfkesi hemen durdurulmalıdır” ya da “ öfke nöbetleri çocuğun şımarıklığından kaynaklanır gibi düşünmek çözüme ulaşma konusunda yanlış bir yaklaşım sergilemek olacaktır. Bunun yerine uygulanabilecek bazı öfke yönetim stratejileri bulunmaktadır:

 

  • Öfkeyi anlamak ve Kabul Etmek
  •  
  • Çocuğa öfkesini anlama ve yönetmekte rehber olmak ebeveynler için öfkeyle baş etmekte etkili bir ilk adım olma işlevi görebilir. Bu nedenle çocuğun hissettiği duyguyu kelimelere dökmesi ve kendini ifade etmesi için güvenli bir alan ve yeterli zaman verilmelidir. Örneğin: “ Şu an oyuncağın elinden alındığı için, üzüldün ve öfkelendin” diyerek duygusunun ne olduğu sebebiyle birlikte öğretilebilir. Duygular üzerine günlük diyaloglar sadece öfke yönetiminde değil ayrıca duygusal gelişimi desteklemek açısından da önem teşkil eder.
  •  
  • Duygusal farkındalık geliştirmek
  •  
  • Duygu eğitiminde faydalı olabilecek bazı  oyunlar oynanabilir , örneğin farklı duyguları sembolize eden resimlerden oluşan duygu kartları oluşturulabilir ve çocukların duyguları öğrenmesi için  bu kartlar kullanılabilir. Bu tarz oyunlar çocukların duyguları birbirinden ayırt etmesinde ve bu duygulara yönelik davranışlarını düzenlemesinde etkili olacaktır.
  •  
  • Duygusal Düzenleme Becerilerini Öğretmek & Nefes Egzersizleri
  •  
  • Çocukların öfke patlamaları esnasında sakinleşmelerini sağlayabilmek için kısa bir süre beklemek ve nefes egzersizleri ile sakinleşmelerini sağlamak öfkeyi azaltmak için  etkili olabilir.  Ayrıca, kısa bir süre odada yürümesi, ya da oyuncakları düzenlemesi gibi fiziksel hareketler ile çocuğun sakinleşmesi sağlanabilir. Ek olarak , çocuğa sakinleştiğinde konuşalım mesajı vermek de çocuğun  duygusal düzenleme becerilerine katkıda bulunabilir.
  •  
  • Sınır Koyma ve Alternatifler Sunma
  •  
  • Her ne kadar çocuklar kurallara ve sınırlara karşıt görünseler de , sağlıklı ve net sınırlar gelişimleri için oldukça önemlidir. Tutarlı ve uygulanabilir sınırlar çocukların kendilerini güvende hissetmelerine sebep olur çünkü nerede nasıl davranmaları gerektiği konusundaki belirsizlikleri ortadan kaldırır. Sınırlar net bir şekilde belirlendikten sonra çocuk için bir alternatif de sunulmalıdır.  Örneğin bir öfke krizi esnasında oyuncaklarını fırlatan bir çocuğa  şöyle denebilir: “ Oyuncaklarını fırlatmak istediğini biliyorum ama bunu yapman tehlikeli. Eğer sinirliysen, yastığı sıkabilirsin.”
  •  
  • Problemi birlikte çözmek
  •  
  • Çocuğa yaşadığı öfke durumunu birlikte çözebilmek için çözüm yolları sunulabilir. Bu çocuğa yalnız olmadığını ve güvende olduğunu hissettirir. Ayrıca çocuğa problem çözme becerileri kazandırır.
  •  
  • Duygusal Sağlamlık ve Sabır Kazandırma
  • Çocuğun beklemeyi ve sabretmeyi öğrenmesi için yetişkin desteği önemlidir. Çocuğun beklemeyi öğrenmesi öfke kontrol becerilerine katkıda bulunur. Örneğin istediği hemen olsun isteyen bir çocuğa şöyle denebilir: “Hemen alamazsın, biraz bekle. Beklerken birlikte bir şeyler yapabiliriz.”
  •  
  • Öfke Nöbetlerine Müdahale
  •  
  • Çocuğun öfkesine karşı sakin kalmak zor olsa da, bu yetişkinin tepkisi çocuğa rehberlik edecektir. Öfkenin ortasında bir yetişkinin soğukkanlı kalması, çocuğa nasıl davranması gerektiği konusunda dolaylı bir ders verir. Ayrıca, öfke anında çocukları fiziksel olarak kontrol etmeye çalışmak durumu daha da kötüleştirebilir. Ancak, çocuk kendisine ya da çevresine zarar veriyorsa, müdahale dikkatle yapılmalıdır.
  •  
  • Son olarak, çocukların örnek alma ve modelleme konusunda uzman olduklarını unutmamak gerekir. Çocuğun etrafında öfkeli bir yetişkin figürü varsa veya agresif bir aile ortamında büyümekteyse çocuğun öfke problemlerinin yalnızca bu  öfke yönetim stratejileriyle çözülemeyeceğini  bilmek gerekiyor.
  •                                                                                                                                                                      Psikolog Kübra GEVAŞ